22 Aralık 2016 – Benim Suriyeli arkadaşlarım da var

0

Rumeysa Özüyağlı:
IŞİD geçen hafta ellerinde esir olan iki Türk askerini yaktığına dair bir video yayınladı.

Memlekette infial yaratan bu videonun binlerce kişi tarafından izlenmesinin ardından, çok sevgili köşe yazarımız, veli nimetimiz Yılmaz Özdil’in de desteklediği “Suriyeliler askere alınsın! Gönderin Suriye’de onlar savaşsın!” ana fikirli bir imza kampanyası başlatıldı. Ben de aynen kendisi gibi düşündüğüm için bu kampanyayı destekleme kararı aldım. Bu yazımda sizlere bu kararı almamdaki rasyonel ve etik sebepleri açıklayacağım.

Öncelikle bu kampanyayı destekliyorum çünkü çadır kentte yaşayan mültecilere devletin aylık 80 TL veriyor olması gururuma dokunuyor. Az para değil yani. Memlekette sürüyle işsiz genç var. Bizim çocuklarımız işsiz gezerken devletin kıyısından da olsa doğru bir politika izliyor olması beni irite ediyor. Elin Suriyelisine neden 80 TL para veriliyor? Eğer işsizlik konusunda yanlış bir politika izlenecekse her alanda yanlış bir politika izlenmeli. Ben yandım herkes yansın. Bana ne!

Yakılan askerleri gördüm, içim yemin ederim cız etti. Ne askere giden çocuğum var ne de bir tanıdığım; ama yine de intikam istiyorum. IŞİD’le kendim gidip savaşmak da iste(ye)meyeceğim için yanıbaşımda bulunan mülteciler bu cürümün ceremesini çeksin istiyorum. İç savaşın iki devlet arasındaki savaştan farkı nedir ki? Ben ülkemi korumak için Türkiye’de kalır ve karşı komşumun bütün ailesini katlederdim olası bir iç savaş hâlinde. Çünkü vatanı savunmak bizde çok önemlidir. Suriyeliler de vatanlarına ihanet etmiştir. O yüzden olabildiğince çabuk o sefil hayatlarına geri gönderilmelidirler.

Suriyeli mültecilerin yüzde doksanından fazlası Türkiye içinde şehirler arası yolculuk dahi yapamıyor. Çadır kentlerde yaşayan insanlar aylık 80 TL gibi gülünç bir paraya mahkûm. Eğitimli Suriyelilerin çalışma izinleri olmadığı için mesleklerini icra edemiyorlar. Gelenlerin birçoğu; şehirleri Esad’ın -yani Suriye’deki “meşru” devlet başkanının- askerleri tarafından yakılıp yıkıldığı, can güvenlikleri kalmadığı için buradalar. “Gitsin kendi vatanını kendi savunsun” diye imza topladığınız Suriyeliler, bunun olması hâlinde Beşiktaş’ta yaşayanların Fatih’te yaşayanlarla savaşması gibi bir durumla karşı karşıya kalacaklarını bildikleri için korkuyorlar. Ama siz tabii yine de kardeşin kardeşi öldürmesini vatan savunması olarak görebilirsiniz. Türkiye devletinin Suriye’de olmasından rahatsızlık duyduğunuz için müthiş bir neden-sonuç ilişkisi içerisinde devlet poltikasını eleştirmek yerine bu insanları oraya göndermeye karar verebilirsiniz. Daha da ne diyeyim, siz bilirsiniz.

Bu yazı Marksistorg web sitesinden alınmıştır.

Share.

About Author

Comments are closed.