İLKELERİMİZ

Adalet Zemini kutuplaşma, kavga, karmaşa ve şiddetin hâkim olduğu bir ortamda, farklı kesimlerden, farklı kültürel arka planlara sahip insanların “adalet zemininde” buluşmak, barışı ve giderek daha da görünmez hale gelen sağduyuyu/hakkaniyeti aramak üzere bir araya geldiği bir platformdur.

Adalet Zemini kendisine öncelikli esas olarak, evrensel insan hakları çerçevesinde, insanın insan olmaktan kaynaklanan ve hiçbir şarta ve statüye bağlı olmaksızın sahip olduğu dokunulmaz fıtri/ahlâkî değerleri ilke edinmiştir. Söz konusu ilkelerin gerek bireysel gerekse toplumsal yaşam alanlarında hayat bulmasını, aksi durumlarda bu ilkelerin yürürlük kazanması yolunda çaba göstermeyi hedefler.  Bu çerçevede, Adalet Zemini katılımcı ve destekçilerini bağlayıcı ilkeler şöyle sıralanabilir:

Adalet

İnsanın onurunun, özgürlüğünün, haysiyetinin ve temel haklarının masuniyeti /dokunulmazlığı ve aynı şekilde eşit muamele etme sorumluluğunu ifade eder. Bir başka ifade ile adalet, herkesin toplumdaki genel geçer bir hayata, düşünme ve düşündüklerini ifade ederek edimselleştirme imkânına sahip olmasıdır. İnsanların bu duruma ulaşıncaya değin verdikleri çabalar engellenemeyeceği gibi, tam aksine bu çabalar kamusal ve toplumsal kesimlerce de desteklenmelidir. Dolayısıyla toplumdaki tüm kesimler tarafından insanların bu çabalarına ihtimam gözetilmeli ve bu çabalar desteklenmelidir; insanların da bu adaleti talep etme hakkı ve ikame etme sorumluluğu vardır.

Eşitlik

Her birey, farklılıkları ile beraber, herhangi bir ayrıma tabi tutulmadan eşit muamele görme hakkına sahiptir. Dil, ırk, renk, cinsiyet, din, mezhep, siyasi kabul ve felsefî düşünce farklılıkları bu eşitliği ortadan kaldıramaz. Madun kesimlerin durumlarını iyileştirici çaba ve çağrılar eşitlik kapsamında değerlendirilir. Dolayısıyla madunların eşitlikçi talep ve çabaları, kısıtlayıcı hükümlere tabi tutulamaz ve bu çabalar makul eşitlenme düzeylerine değin desteklenmelidir.

Özgürlük

İnsanın, serbestiden farklı olarak, öz iradesi ile yapıp ettiklerinde engellenmeden ve sınırlanmadan hareket edebilme ve kendisini gerçekleştirebilme hakkıdır. Bir başka açıdan ise istemediği bir şeye mecbur tutulamamasıdır. Bu hak, bireyin politik olsun olmasın, herhangi bir baskı olmaksızın kendini her türlü ifade imkânını kapsar ve sorumluluğunu içkindir.

Şeffaflık

Kamusal kararların görüş alış-verişi usulü ile alınması ve uygulanması esasıyla hareket edilmesi; alınan kararlar kendilerini ilgilendiren ve etkileyen kişilerin bilgiye ulaşmasının önünde bir engel olmaması, uygulanmasında söz sahibi olmaları ve işleyişin herkes tarafından görülebilir olmasıdır. Devlet ya da örgüt sırrı gibi gerekçelerle kamuyu veya bireyleri ilgilendiren kararlara erişimin engellenmesi bir insanlık suçudur ve asla meşru kabul edilemez.

Hesapverebilirlik

Hesap sorma ve hesap verme denkliğini içeren ilke, gerek örgütlü sivil yapıların gerekse yönetim sorumluluğuna sahip organların şeffaflığını destekleyen ve sorumluluk hatırlatıcı olarak alınan bütün kararların denetlenmeye açıklığını ve denetlenmesini gerekli kılar. Bu bağlamda her bireyin ve kurumun kamuya dönük edimlerinde hesap sorma ve hesap vermeye açık olması; dolayısıyla edimlerinin sorumluluğunu üstlenmesi ve bu tür edimleri sorgulamakla da yükümlenmesi anlamındadır.

Şiddet ve Savaş Karşıtlığı

Adalet zemini şiddetsizlikten yana tavır koyar. Hiçbir kişi ya da kurumun hak arayışında ve savunmasında ya da bir hakkı gerçekleştirmede şiddeti ve savaşı bir yöntem olarak benimsemesini onaylamaz. Hiçbir koşulda şiddet ve savaş yanlısı tutum, açıklama ya da eylemi desteklemez. Hiçbir kamusal gücün de hak arama talep ve mücadeleleri karşısında şiddet kullanmasını bir hak olarak tanımaz. Hak arayışlarında ve sorunların çözümünde, müzakereler, diyaloglar, ikna ve uzlaşma yolları, sivil itaatsizlik ve protestolara dayanan mücadele yöntemleri,  benimsenebilecek temel ve insani yöntemlerdir.

Web Sitesi

Bu sitede yer alan yazılar bu ilkelere aykırı olamaz.

Bu sitede yalnızca “Adalet Zemini” imzalı yazı ve açıklamalar Adalet Zemini’nin görüşleridir.

Bu sitede yayınlanan her yazı, yalnızca yazarını temsil eder.