Fatma Bostan Ünsal Yeni Asya röportajı:
Barış imzacısı olduğu için önce kurucusu olduğu AKP’den ardından KHK ile üniversiteden çıkarılan Fatma Bostan Ünsal, “Darbeye kim karıştıysa bunu bulmak zor değil. Bulup cezalandırılsınlar. Ama siz çeşitli nedenlerle o zeminlerde bulunmuş herkesi suçlayamazsınız” dedi.
Barış imzacısı olduğu için önce kurucusu olduğu AKP’den ardından KHK ile üniversiteden çıkarılan Fatma Bostan Ünsal, muhafazakâr camiadaki kırılmayı anlattı ve yaşananlar karşısında şaşkın olduğunu belitti.
‘Hukuk ihlalidir’
Barış bildirisinin ardından AKP’den ihraç edilen Fatma Bostan Ünsal, bu kez 15 Temmuz sonrası Gülen hareketi soruşturmasıyla karşı karşıya kalmış. Mavi Marmara Gemisi’ne karşı çıkılırken eşinin o gemide olduğunu hatırlatan Ünsal, “FETÖ soruşturması beni çok şaşırttı” dedi. Sadece 2009 tarihli bir Bank Asya hesabı olan Ünsal önce açığa alındı, ardından bir KHK ile üniversiteden ihraç edildi. Ünsal, kendisiyle birlikte on binlerce kişiyi etkileyen bu durum için, “Masuniyet esastır. Usulüne uygun soruşturur, savunma alır, suç varsa ceza verirsiniz. 100 bin kişiyi bir kalemde atmak hukuk ihlâlidir” dedi.
ŞEFFAF VE DENETİME AÇIK OLMALI
Anayasanın oylanacağı referandumun OHAL’de yapılması da ayrı bir tartışma konusu. Gazete Duvar’a açıklamalarda bulunan Ünsal şunları dedi: “Bağımsız basın, bağımsız kamusal alan, sivil toplum olmadan referandum ne kadar referandumdur, bilemiyorum. Evet ve hayır eşit meşrûiyette olmalı, evet ve hayırın ifade edileceği kanallar açık olmalı. Böyle değilse referandumun da anlamı yoktur. Ayrıca, Sur, Nusaybin, Şırnak, gibi operasyon bölgelerinde binlerce ev yıkıldığı için seçmen kayıtlarının yeniden belirlenmesi ve seçim güvenliği ile ilgili şeffaf ve denetime açık bir süreç olması referandumun sıhhati için elzemdir. Bu konuda herhangi bir kuşkuya mahal bırakılmamalıdır.”
Şifa hastanesinde doğum yapmak sorgu sebebi
Bank Asya’da hesap açmak ya da Millî Eğitim Bakanlığı’nın tanıdığı, Maliye Bakanlığı’nın aidat kestiği Aktif Sen’e üye olmak gibi 15 Temmuz öncesi suç olmayan durumların sonrasında suç gerekçesi haline getirilmesine tepki gösteren Ünsal şunları söyledi: “Darbeye kim karıştıysa bunu bulmak zor değil. Bulup cezalandırılsınlar. Ama siz çeşitli nedenlerle o zeminlerde bulunmuş herkesi suçlayamazsınız. Sami Selçuk’un dediği gibi bu, fail hukuku olur. Aslolan ise fiilî yargılamaktır. Şifa Hastanesi’nde doğum yapmak neden sorgu nedeni olur. Buradaki faulü görmek için hukukçu olmak gerekmiyor.”
Halkın gündeminde ne var?
Peki Başkanlık sistemi halkın ne kadar gündeminde? Ünsal’a göre, halkın gündemi Başkanlık değil. Halkın gündemi ekonomik sıkıntılar. Halkın gündemi her ne kadar ana akım medya göstermese de OHAL uygulamalarından etkilenen gruplar ve yakınları için olağanüstü hal koşulları. Halkın gündem binlerce insanın yargılanmadan aylardır hapiste olması, işlerinden atılmaları. Bu rahatsızlığın, yaşanan sıkıntıların medyanın tek boyutluluğu nedeniyle toplumu etkileyip çok fazla sandığa yansımayacağını düşünen Ünsal, “Gündem maddesi olabise belki bunun üzerinden irade beyanları olabilirdi ama hiç gündem maddesi olmadan bu durum zımni onay alacak. Bu nedenle büyük bir kesime de haksızlık etmiş olacağız” dedi.
Bu yazı Yeni Asya gazetesinden alınmıştır.